Bir Kurban Bayramı sabahı Antalya’da bir tatil köyünde tatildeyiz ailecek. Bazı fotoğrafçı arkadaşlarım tatile gittiklerinde yanlarına fotoğraf makineleri almazlar, bense mutlaka yanıma alırım fotoğraf makinemi. Çünkü karşımıza ne zaman ne tür bir manzara çıkacağı hiç belli olmaz. Keşke fotoğraf makinem yanımda olsaydı demektense, valizimde biraz daha ağırlık olmasını yeğlerim. Tıpkı o bayram sabahı karşılaştığım manzara karşısında, bu davranışımın ne kadar yerinde bir davranış olduğunu bir kez daha doğrulamış oldum.
Sabah yürüyüşünde karşılaştığım bir turist aile. Daha sonradan öğrendim ki, anneleri ölmüş olan bu ikiz kız çocuklarını, olayın üzüntüsünü unutturmak için Türkiye’ye tatile getiren baba, onlara hem babalık, hem de annelik yapmaya çalışıyor. Çocuklar babalarından hiç ayrılmıyor. Öyle ki babanın elini hiç bırakmak istemiyorlar.
Tutunacak sadece tek bir el olması bile onları vazgeçiremiyor. Biri sıkı sıkıya tutarken babasının sol elinden, bir diğeri de babasının olmayan sağ elinin boşluğundaki tişörtünü tutuyor küçücük eliyle. Karşılaştığım manzara beni oldukça duygulandırdı. Tatil boyunca gözlemeye devam ettim onları. Babanın onları nasıl havuza soktuğunu, tek eliyle ıslak mayolarını değiştirmesini, onları kurulamasını, onlara yemeklerini yedirmesini izledim. İşte dedim, mükemmel bir baba.